Başarı Değil Prestij 

Erdal Ata BALCI

Ülkemizde çoğu kişi futbolun gelişmeme sebebini başkanlar ve yöneticiler olarak görürler. Bu görüş çoğunlukla haklı olarak görülebilir. Gerçekten iz bırakmış veya futbolu kullanan çok başkan gördük. 

Nurettin Güven bir dönemin ünlü kişiliklerinden biridir ve Malatyaspor başkanlığı döneminde 1988 yılında Brezilya futbolunun bilinen isimleri Eder, Carlos ve Serginho’yu transfer etmişti. 

Bu transferlerde Nurettin Güven ile birlikte katkısı olduğu öne sürülen Turan Çevik yine onun gibi ünlü ve toplumun konuştuğu bir kişiydi. 

Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba’nın MİT ( Milli İstihbarat Teşkilatı ) yöneticisi olduğu herkesin dilindeydi.  Seba’nın seçildiği seçim günü salonun korumalığını yapan ismin ise Alaattin Çakıcı olduğu söylenmektedir. 

 Çakıcı ailesinden Gencay Çakıcı ise bir dönem memleketinin takımı Arsinspor’un başkanlığını yapmıştı. 

İstanbulspor’un mevcut yönetimi ise yine ülkenin bilinen ailelerinden Saral ailesinin bir kolu olan Sarialioğlu ailesinden oluşuyor.  

Adana Demirspor’un eski başkanı Murat Sancak’tan, Samsunspor başkanı Robert Yüksel Yıldırım’a Özsahrayıceditspor’un başkanlığını yapan Ali Fevzi Bir‘den Gaziantepspor’un başkanlığını yapan Halil İbrahim Havar ‘ a dek ticaretle uğraşan birçok kişi kulüp başkanlığı yapmıştır. Sivasspor’un efsane başkanı Mecnun Odyakmaz ise yeraltı dünyasından bazı kişilerle akrabadır.

Elaldı ailesi ise bir dönem Diyarbakır’ın bir takımının başkanlığını yürütmüştü ve aile aynı zamanda Hacıbaba pastanelerinin sahibidir.

 Bu isimler futbolu sevdikleri ya da başarılı olmak istedikleri kadar çoğunlukla prestij ve araç olarak kullanıyorlar. Ancak başkana bağlı kulüplerin sürdürebilirliği daimi olmadığı gibi başarıları gelip geçici oluyor. 

 Murat Sancak’ın bir çok yıldız transfer ettiği  dönemlerden kulübü bırakmasıyla transfer yasağına girip küme düşen Adana Demirspor en güncel örneklerden biridir.