Doğru yapılanma

Daha önce birçok kez anlattığım doğru yapılanma şekli özellikle Türk futbolu için çok büyük önem teşkil etmektedir.
 Sürekli yanlış yapılan transferler ve günlük başarı peşinde olmak takımları zora sokuyor. Doğru yapılanma için öncelikle kulübü yönetecek doğru bir başkana ihtiyaç var. Ardından bu kişi bir iş insanıysa ve futbolu iyi bilmiyorsa planlayıcı birine ihtiyacı var.
 Sportif direktör ünvanlı bu kişi takımın kimliğini belirleyecek. Sportif direktör takımın hedefine göre doğru bir teknik direktör ve doğru bir transfer süreci geçirmelidir ve bunun için iyi bir scout ekibi gerekmekte.
Genç oyuncu ağırlıklı bir takımda gençlerle arası iyi olan ve futbolcu “ parlatabilen “ bir teknik direktör seçilmeli.
 Bu süreçte takımın ikonlaşmış bir futbolcusu varsa o da bu işi saha içinde en iyi şekilde temsil etmeli. Örnek olarak bu sezon pek iyi durumda olmayan Borussia Dortmund’ta Nuri Şahin ile yollar ayrıldı ancak asıl problem yöneticiler ve sportif direktör Sebastian Kehl arasında yaşanan problemler ve anlaşmazlıklar başarısızlığın sebebidir.
Mesela bu sezon takıma katılan Waldemer Anton’un transferini Kehl istememiş ancak yönetim transferi bitirmişti. Zaten Nuri hoca da aslında hiç fena olmayan sonuçlar almıştı bu süreçte. Bu sezon Emre Can, geçtiğimiz sezonlarda Mats Hummels ve Marco Reus bahsettiğim saha içi liderliği üstlenmiş ikonik futbolculardı.
Scout ekibi de işinden anlayan kişiler olmalı ancak ülkemizde ya teknik direktörün bir akrabası, yakını ya da göstermelik 2-3 kişiden oluşan sıradan ekipler tarafından yapılıyor.
 Şu an Danimarka’da FC Midtjylland takımında forma giyen Ousmane Diao ve Oliver Sorensen eminim birçok takımın izlediği oyuncular ancak ülkemizdeki scoutlar bu oyuncuları bilmiyorlardır.
Geçtiğimiz sezonlarda Cenk Özkaçar’ı TFF 1. Lig’te izleyen Türk takımı yokken İspanya’dan Valencia yetkilisi İzmir’e gelerek transferi bitirmişti.
 Herkesin aklına gelen her transfer döneminde adını duyduğumuz 2-3 futbolcu mutlaka vardır. Kendimizi dev aynasında gördüğümüz için genç ve scout transferi yerine “ hazır “ oyuncu tercih ediliyor genellikle.
Real Madrid bile geçtiğimiz sezon Shakhtar Donetsk’ten 20 yaşındaki Vinicius Tobias’ı kiralık olarak transfer etmişti. Eminim biz Real Madrid’iz “ çocuk yuvası “ veya “ gençlere harcayacak zamanımız yok “ gibi eleştiriler yapan taraftarlar yoktur. Eski Avrupa kupaları sisteminde Ocak ayına kadar mücadele eden takımlarımız egolarını yenebilse çok daha iyi olacaklar.