Başarılı Gazeteci Dur Durak Bilmiyor ..

Ece İÇMEZ ile Çok Özel

Başarılı Gazeteci Dur Durak Bilmiyor ..
31 Mart 2021 - 14:26 - Güncelleme: 31 Mart 2021 - 14:32
Ege’nin Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ece İçmez Röportajı

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
-    Beykent Üniversitesi Radyo-Tv bölümünden üstün başarılı onur öğrencisi olarak mezun oldum. İstanbul Üniversitesi Adalet bölümü - Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisiyim. Plato Film Okulu’ndan da dramatik yazarlık dersleri aldım. Kısa filmler çektim. TRT’de reji, Kanal d ve Show Tv’de izleyici sorumlusu, SKY Tv’de yayın yönetmeliği, birçok haber sitesinde de haber editörü olarak çalıştım. Ege’ nin Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmenliği yapıyorum.

Siyasetin çok önemli isimleri ile röportaj gerçekleştirdiniz. Muharrem İnce, Özgür Özel gibi… Hangisi sizi en çok zorladı ya da mutlu etti?
-    Muharrem İnce ile röportajımız çok ses getirdi çünkü ilk defa bir yerel basından bir gazeteciye ‘’Cumhurbaşkanı olmayı düşünüyorum’’ açıklamasında bulundu.  100’den fazla haber sitesi bu röportaja yer verdi. Bu arada Muharrem İnce’ye röportaj teklifi götürmeden önce 2 sene bekledim. ‘’Kabul edecek mi acaba?’’ diye şüphelerim çok oldu. Yerel basınım sonuçta ulusal olmadığınız müddetçe kimse sizinle uğraşmak istemiyor. Boşuna çekindiğimi bana gösterdi. Özgür Özel de hiç zorlamadı sadece bana manşetlik bir açıklama vermedi bu biraz beni üzdü. Belki de sorularım yetersizdi bilemiyorum. Karşılıklı olsaydık keşke dediğim iki isim bu arada Muharrem İnce ve Özgür Özel. Aslında kendimi röportaja ikna etme konusunda da şanslı hissediyorum lakin ikna edemeyeceğim tek bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum. Malum soruları ben gönderiyorum o ise soruları yollamayı tercih edebilir.

Belediye Başkanları ile röportajlar da yapıyorsunuz en zorlandığınız Başkan hangisiydi?
-    Hiçbir Başkanla röportaj yapma konusunda zorlanmadım tek zorlandığım konu danışmanları oluyor. Röportaj yolluyorum zamanında gelmiyor hatta bir başkanı 1 sene bekledim kendisine de ulaştım durumu anlattım ama sonuç alamadım bir tanesinin de danışmanı soruları beğenmediğini söyledi. Oysa sorular o belediyenin projeleri üzerineydi kadın uğraşmamak için sorularla başından savmaya çalıştı yani. Ben de başkana bizzat ilettim durumu.

Hangi tür haberleri yapmaktan zevk alıyorsunuz? istemeyerek yaptığınız haberler arasında hangileri var?

-    Ben ilk işe başladığımda editörlük anlamında işi bilmediğim için sadece magazin haberleri giriyordum sonrasında Google Newste haberlerim hep üst sıralarda çıkınca o dönemki patronum gündem ve ekonomi haberlerini de takip etmemi istedi. Haberlere takla attırıyor ekstra haberler özel haberler yapıp kendimi geliştirdikten sonra baktım ki gündem ve siyaset ilgimi çekmeye başladı. Onları yapmaktan zevk alıyorum. İstemeyerek yaptığım haberler ise; cinayet, taciz gibi haberler bazen bunları yaparken, yazarken, okurken ağlıyorum. Bir arkadaşım olay yerinden bana görüntüler atmıştı ve polis muhabirliğini asla yapamayacağımı o an anladım. Bizim meslek pek duygusallara göre değil.

Türkiye’de internet haberciliğinin bugünkü durumunu nasıl buluyorsunuz? Gazeteciliği ticari bir faaliyet olarak düşünmek doğru mu?

-    Öncelikle internet haberciliğinin hakları yok, basın kartları yok ve bu gerçekten çok üzücü 9 yıldır bu mesleği yapıyorum. 2013’te İnternet haberciliğine başladım ve hala hiçbir hakkım yok emeklerim boşa gidiyor gibi hissediyorum. Üstelik bazı siteler bir siteye 5 haber editörü alıyorlar. Siteye 20 haber girişi yapılıyor. Bu benim tek başıma yaptığım bir şey bunlardan birinde çalıştım sistem o kadar kötü ki haber editörleri deneme süresi adı altında da bir ay çalıştırılıp üstüne emekleri de verilmiyor. 
Gazetecilik ticari faaliyete döndü ne yazık ki kopyala-yapıştır haberleri girerek, siyasete yeni atılan ya da diğer partiyi kötüleyenlere para verilen kalemlerini satın alan - sattıranlar, tık avcılığından para kazanmaya çalışmak ya da sadece reklamlardan gelir elde etmeye çalışmak ne kadar doğru olabilir ki? Ayrıca maalesef ülkemizde teşvik edilen gazete ve gazeteciler yok. Gazete kurmak, ayakta durmak, gazetecinin, editörün, muhabirin hakkını vermek zorlaşıyor. Haber editörüne muhabirlik yaptıran patronlar olduğu müddetçe de yani bir işçinin etinden sütünden faydalanan patron zihniyeti olduğu sürece olan emekçiye olmaya devam edecek. Eskiden annem eve 3-5 adet gazete alırdı. Yanlış ama gazete kültürü eskide kaldı maalesef. Çünkü insanlar ekonomik sıkıntılar yaşarken, halk ekmek kuyruklarında beklerken bir de gazeteye verecek paralarının olduğunu düşünüyor olmak hata olur. Bu sebeple dijital gazetecilik hem daha teknolojik hem de ekonomik anlamda vatandaşa daha kolay geliyor. Teknoloji ve ekonomi pazarı burada birbirine girmiş oluyor. Ben gelenekselciyim gazeteyi elimde tutmak isterim. Gazete’nin kötü yanı ise şu ki; Ülkemizde maalesef manipülatif-yanlış haber çok. Twitter’a bir saat önce düşmüş bir haberi benimseyip, paylaşıp  durumu linçleyip iki saat sonra o haberin yanlış olduğu ortaya çıktığında o haberi silip kaldırabiliyoruz ama baskıya girmiş bir gazete bunun çabucak değişimini sağlayamıyor dijital ortamda beş dakika da bunu değiştirip hemen yayına verebiliyoruz. Bu sebeple de dijital gazete bu farkıyla öne çıkıyor.

Sizce Türkiye’de Basın Özgürlüğü var mı?

-     Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 2020 yılında Türkiye 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldı. Tweet attı diye gözaltına alınan, sadece haber yaptı diye MİT TIRları ile ilgili cezaevinde olan, bazı toplantılara belli bir haber ajansının girebildiği, doğru haber olsa dahi haber sitelerine erişim engeli getirtilen Türkiye’de basın özgürlüğü var demek saçma olacak.


İlk ve son röportajınızı kimle yaptınız?
-    İlk röportajım Oyun Yazarı Tuncer Cücenoğlu ile Belediye Başkanlarımızdan da Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz ile gerçekleştirdim. Siyasetten de CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile. Son Röportajım ise Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile gerçekleştirdim.

İzmir Uluslararası Kısa Film Festivalinde filminiz gösterime girmiş hem de henüz mezun olmadan çekmişsiniz biraz bahseder misiniz?
-    İzmir Valiliği, İzmir Deniz İşletmeciliği ve Pasaport Deniz Polisi’nden yardım aldık. Hepsini tek tek ikna ettim, düşünsenize henüz üniversiteye gitmemiş bir kız çocuğu elinde senaryosuyla kapı kapı geziyor.Her şey hazırdı kameramız yoktu. İzmir’de yerel kanalları gezdim hiçbiri bana kamera kiralamadı. Bir gazete hariç. Film çekimi 9 ay sürdü çünkü İzmir’in farklı bölgelerinde çekim gerçekleşti kamera sürekli yoğun dendi. Bir şekilde bitirdim ve İzmir Uluslararası Kısa Film Festivaline gönderdim. Bir gün Fransız Kültür merkezinin önünden geçerken broşür de filmin adını ve kendi adımı gördüm. Yönetmen olarak söyleşi de de adım geçiyordu o heyecanı ve mutluluğu size anlatamam.
Kariyerinizi neden film çekme yönünde sürdürmediniz?
-    Festivalden sonra okulu kazandım ve İstanbul’a taşındım okurken bir yandan işe girdim. Setlerde görev aldım. Time-code tuttum, reji asistanlığı yaptım Kanal D ve Show Tv’deki programlara çalışmalar gerçekleştirdim. Sabah 05.00’te eve dönüyor okul için proje hazırlıyordum o kadar yorucu geçti ki o dönem soğudum galiba zaten İzmir’de yaşamamı sürdürmeyi istediğim için okul bitince de geri döndüm. Burada yerel bir televizyon kanalında yayın yönetmenliğine başladım. Tabi ki haklarım verilmedi ardından home office çalışarak İstanbul merkezli haber sitelerinde editörlük yapmaya başladım. Ve gerçek işimi bulduğumu düşünüyorum.

Meslekte 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
-    Gerçek bir cevap istiyorsanız şu an önümü göremiyorum açıkçası…
Pandemi sürecinde mesleki anlamda çektiğiniz zorluklar?
-    Pandemi öncesinde sahaya iner ve toplantıları takip ederdik COVİD-19 çıktığında toplantılarımız sanal ortamda gerçekleşmeye başladı, sadece pc ve telefonlarla iş yürütmeye çalışır hale geldik. Bir Başkan’a bir kuruma telefonla ulaşmaya çalışmak birebir etkileşim kurmaktan zor tabi. 

Gazetecilik ödüllerine inanıyor musunuz?
-    Hayır inanmıyorum  bunun kurum sahipleri ile gazetenin kişisel ilişkileri ile bağlantılı olduğuna inanıyorum.  Hatta bunu denemek, çözmek, bilmek çok kolay. Son 5 sene içerisinde şehir şehir verilen ödüllerin kimlere gittiğine hangi kurumlarla ilişkili olduğuna bir bakın.
Bilip de yazmamanız gereken bir durum/haber oldu mu?
-    Bilip de yazmamam gereken bir haber olmadı ama telefon açarak bu haberi gir diyen uslübü bozuk, emir kipi ile konuşan kişilerin haberini girmediğim oldu ayrıca girdiğim bazı haberlerin doğru olmasına rağmen dava açıldığı da oldu. 

Genç gazetecilere bir tavsiyeniz var mı?
-    Bu alanda başarılı olmak isteniyorsa halkın içinde olunmalı ya da gündemi takip ederek özel habercilik daima ön planda tutulmalı. Gazeteci, muhabir, editör bunların ayrımını da yapan haklarını gerçekten verecek yerlerde çalışmalarını temenni ederim. Emeklerini çaldırmasınlar.


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum