İzmir Orman Bölge Müdürü Mahmut Yılmaz; "Sadece Ağaç Dikmek Yetmez, Korumak da Gerek"
İzmir Orman Bölge Müdürü Mahmut Yılmaz, yaz sıcaklarının zirveye ulaştığı bugünlerde orman yangınlarına karşı toplumu uyararak, hem yanlış algılara açıklık getirdi hem de Türkiye'nin orman varlığına dair umut verici veriler paylaştı.

Yangınların %90’ı İnsan Kaynaklı: Ormana En Büyük Tehdit Yine Bizden
Mahmut Yılmaz’ın verdiği bilgilere göre, ülkemizde çıkan orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı. Bu oran, doğrudan insan eliyle ya da insan ihmaliyle çıkan yangınların mutlak bir çoğunlukta olduğu gerçeğini yüzümüze vuruyor.
Kimi zaman araçtan atılan bir sigara izmariti, kimi zaman tarla kenarında yakılan anız, kimi zaman da mangal ateşinin iyi söndürülmemesi büyük felaketlere yol açabiliyor.
“Bir orman 50 yılda büyüyor ama 15 dakikada yanabiliyor” diyen Yılmaz, bu nedenle vatandaşlara büyük sorumluluk düştüğünü, ormanı kendi evimiz gibi görmemiz ve korumamız gerektiğini vurguluyor.

İklim Değişikliği Yangın Riskini Katlıyor
Yangınların sadece insan ihmaliyle değil, aynı zamanda giderek daha ağır hissedilen iklim kriziyle de yakından ilgili olduğunu ifade eden Yılmaz, bu konuda şu bilgileri verdi:
“Yaz aylarında sıcaklıkların mevsim normallerinin çok üzerine çıkması, havadaki nem oranının düşmesi ve rüzgârın şiddetini artırması, yangın riskini ciddi ölçüde artırıyor. Özellikle düşük nem oranı, bitki örtüsünü kurutarak adeta bir ‘barut fıçısına’ çeviriyor. Rüzgâr ise hem yangının hızla yayılmasına hem de kontrol altına alınmasını zorlaştırmasına neden oluyor.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz ayrıca, küresel iklim değişikliği nedeniyle yangın sezonunun artık daha uzun sürdüğünü, daha sık yangın çıktığını ve yangınların çok daha yıkıcı hale geldiğini vurgularken, bu nedenle sadece orman teşkilatının değil, tüm toplumun bu değişime uyum sağlayarak daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini söyledi.
En Çok Şehit Veren Sivil Kamu Kurumuyuz
Orman yangınlarıyla mücadelede ön cephede yer alan ormancılar, çoğu zaman kamuoyunda hak ettikleri değeri göremiyor. Bu konuda da açıklama yapan Mahmut Yılmaz, ormancıların “mesaisi olmayan”, her an göreve hazır bir teşkilat olduğunu vurguladı.
“Bir yangın çıktığında günlerce, hatta haftalarca sahadan ayrılmadan çalışan personelimiz var. Bazı durumlarda geceleri uyumadan müdahale eden ekiplerimiz oluyor. Orman teşkilatı, asker ve polisimizden sonra en çok şehit veren kurum. Bugüne kadar 150’ye yakın şehit vermişiz. Yunanistan gibi ülkelerde yangının belli bir alana kadar yayılması beklenirken, bizim çalışanlarımız bir tane fazla ağaç kurtarmak için canını hiçe sayarak yangına müdahale ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Ödemiş’te şehit verdiğimiz arkadaşımız İbrahim Demir ve Ragıp Şahin’in acısı henüz çok tazeyken, dün akşam da Eskişehir’deki yangında 10 arkadaşımız şehit oldu. Hepsini saygı ve rahmetle anıyorum” diyen Yılmaz, orman işçilerinin bu özverilerinin takdir edilmesi gerektiğini ifade etti.
“Yanan Alanlar İmara Açılmıyor”
Kamuoyunda sıkça dile getirilen, “yangın çıkıyor, sonra o alan imara açılıyor” iddiasını da net bir şekilde yalanlayan Mahmut Yılmaz, bu algının asılsız olduğunu belirtti. “Orman Kanunu çok açıktır: Yanan alanlar başka bir amaçla kullanılamaz. Biz o alanları koruma altına alır, uygun zamanda yeniden ağaçlandırırız” dedi.
Toprağın bir süre dinlendirildiğini, ardından bölgenin ekolojik yapısına uygun fidanların dikildiğini veya doğal tohumlama yöntemiyle yeniden yeşertilmesinin sağlandığını belirten Yılmaz, son 15 yılda yanan alanların 3 katı büyüklüğünde yeni alanların ağaçlandırıldığını söyledi.
Bu çalışmalara dair somut veriler de paylaştı: Türkiye’de orman varlığı son 13 yılda 1,5 milyon hektar artarken, son 14 yılda ağaç serveti %30 oranında büyüdü. Geçtiğimiz yıllarda İzmir’de yangınlarda kaybedilen alanların ağaçlandırılması ile ilgili de bir sunum paylaşan Yılmaz; “Gördüğünüz gibi yanan alanların hepsi tekrardan ağaçlandırılmış durumda. İmara açılan tek bir m2 alan yok. Fakat biz yangınlarla uğraştığımız kadar bu dezenformasyonlarla da uğraşıyoruz. Halkımız her duyduğuna inanmasın.” çağrısında bulundu.
“Her Ağaç Her Yere Dikilmez”
Zaman zaman kamuoyunda gündeme gelen “çamlardan vazgeçilsin, meyve ya da zeytin ağaçları dikilsin” şeklindeki önerilere de bilimsel bir çerçeveden yanıt veren Mahmut Yılmaz, her ağacın her iklim ve toprak koşuluna uygun olmadığını söyledi.
“Doğru tür seçimi, sağlıklı bir ekosistem için esastır. Çam, bu coğrafyanın asli türlerinden biridir ve yangınlara karşı düşündüğümüzden daha dirençlidir. Meyve ağaçları ise daha çok bakım ister ve orman oluşturmaz, tarım alanı oluşturur. Dolayısıyla bu öneri çevreci görünse de ekolojik açıdan isabetli değildir,” ifadelerini kullandı.
Ağaçlandırma Yetkisi Yalnızca Bizde
TEMA ve Ege Orman Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülen ilişkiler konusunda da bilgi veren Yılmaz, bu kuruluşlarla herhangi bir ortaklık veya protokol olmadığını, ancak organizasyonel anlamda işleyişin sürdüğünü anlattı.
“Bu kuruluşlar halktan bağış toplar, bize bedelini öder. Biz de o bedelle belirlenen sahada fidan dikimini gerçekleştiririz. Yani uygulayıcı olan biziz, onlar ise kamuoyunu harekete geçiren önemli bir araç,” diyerek her iki tarafın görev paylaşımını net bir biçimde ifade etmiş oldu.
“Ormanlar Hepimizin Emaneti”
Karşıyaka Orman Bölge Müdürü Mahmut Yılmaz, sözlerini şu çağrıyla noktaladı:
“Doğaya zarar vermemek, onu korumakla başlar. Bu ormanlar sadece bugünün değil, çocuklarımızın da geleceği. Her vatandaşın, ormanları kendi evi gibi görmesini istiyoruz. Çünkü ormanlar hepimizin ortak mirası ve ortak sorumluluğudur.”
FACEBOOK YORUMLAR